Anahtar Çıkarım
1. Okuma, Bir Hedef Değil, Sürekli Bir Yolculuktur
Ben bir okuyucuyum; yastığın altında el feneriyle okuyan, her gittiğim yere kitap taşıyan, Amazon faturama bakmayan bir okuyucu.
Okuma Kimliktir: Yazarın kişisel anlatımı, okumanın sadece bir etkinlik değil, aynı zamanda kimliğinin ayrılmaz bir parçası olduğunu vurguluyor. Bu, seçimlerini, ilişkilerini ve dünyayı anlama biçimini şekillendiren bir tutku. Bu bakış açısı, okumanın tamamlanması gereken bir görev değil, sürekli bir yolculuk olduğunu öne çıkarıyor.
Okulun Ötesinde: Okuma öğretiminin amacı, sadece sınavları geçebilen öğrenciler yetiştirmek değil, ömür boyu okuyucular yetiştirmektir. Bu, belirlenmiş metinler ve ödevlerden ziyade, kitaplara ve okuma eylemine gerçek bir sevgi geliştirmeye odaklanmayı gerektirir. Yazarın çocukluktan yetişkinliğe kadar olan kitap deneyimleri, okumanın kalıcı gücünü gösteriyor.
Kişisel Bağlantı: Yazarın, kocası ve kızlarıyla kitap paylaşma gibi kişisel anekdotları, okumanın duygusal ve ilişkisel yönlerini vurguluyor. Bu, sayfalardaki kelimelerden çok, okumanın sağladığı bağlantılar ve deneyimlerle ilgilidir. Bu kişisel bağlantı, okumayı ömür boyu süren bir uğraş haline getiriyor.
2. Her Öğrenci Bir Okuyucudur, Uyanmayı Bekliyor
Öğrencilerimin her birini bir okuyucu olarak gördüğümü bilmelerini istiyorum.
Etiketleri Zorlamak: Yazar, "zorlanan" veya "isteksiz" okuyucu gibi etiketleri reddediyor; bunun yerine öğrencileri "gelişen," "uykuda" veya "yeraltı" okuyucuları olarak tanımlıyor. Bu olumlu çerçeve, tüm öğrencilerin mevcut yetenekleri veya tutumları ne olursa olsun, katılımcı okuyucular olma potansiyeline sahip olduğunu kabul ediyor.
Üç Tür Okuyucu:
- Gelişen Okuyucular: Becerilerini ve güvenlerini geliştirmek için destek ve cesaretlendirmeye ihtiyaç duyarlar.
- Uykuda Okuyucular: Yetenekli ama motive olmamış, ilgi uyandıracak doğru koşullara ihtiyaç duyarlar.
- Yeraltı Okuyucular: Okul okumalarından kopmuş hissedebilen hevesli okuyucular.
Seçimle Güçlendirme: Yazar, öğrencilere kendi kitaplarını seçme özgürlüğü vermenin önemini vurguluyor. Bu, onları güçlendirir, ilgi alanlarını doğrular ve okumaya karşı olumlu bir tutum geliştirir. Seçim, bir ayrıcalık değil, tüm okuyucular için temel bir haktır.
3. Seçim ve Özgürlük, Okuma Katılımının Temel Taşlarıdır
Öğrencilere kendi okumaları için kitap seçme fırsatı vermek, onları güçlendirir ve cesaretlendirir.
Seçimin Gücü: Yazarın sınıfı, öğrenci seçimi ilkesine dayanıyor. Bu özgürlük, kitap seçmekten, işe yaramayanları bırakmaya ve hatta okumalarına nasıl yanıt vereceklerini seçmeye kadar uzanıyor. Bu özerklik, içsel motivasyonu geliştirmek için kritik öneme sahiptir.
Belirlenmiş Metinlerin Ötesinde: Yazar, tüm sınıf için belirlenen roman uygulamasını sorguluyor ve bunun öğrencilerin çeşitli ihtiyaç ve ilgi alanlarını karşılamadığını savunuyor. Bunun yerine, geniş bir okuma materyali yelpazesi ve öğrencilerin kendi tercihlerini keşfetme özgürlüğünü savunuyor.
Öğrenci Seslerini Onurlandırmak: Yazar, öğrencilerin görüşlerini ve deneyimlerini değerlendiriyor, hatta bunlar kendi görüşlerinden farklı olsa bile. Öğrencileri okuma alışkanlıklarını, tercihlerini ve hatta hoşlanmadıkları şeyleri paylaşmaya teşvik ederek, sınıfta dürüstlük ve kabul kültürü yaratıyor.
4. Zaman ve Mekan: Okuma İçin Alan Yaratmak
Eğer okulda okumaları için zaman ayırmazsam, neden hayatlarında buna zaman ayırmalılar?
Okuma Önceliktir: Yazar, okumanın ek bir faaliyet değil, sınıfının temel taşı olduğunu vurguluyor. Her gün bağımsız okumaya önemli bir zaman ayırıyor ve öğrencilerin öğrendiklerini uygulamaları ve okuma alışkanlıklarını geliştirmeleri için zamana ihtiyaç duyduğunu kabul ediyor.
Okuma Anlarını Maksimize Etmek: Yazar, okuma etkinliğini okul gününün her yönüne yaratıcı bir şekilde entegre ediyor; zil çalmalarından fotoğraf gününe kadar. Kesintileri ve bekleme sürelerini okuma fırsatlarına dönüştürüyor, okumanın her yerde, her zaman gerçekleşebileceğini gösteriyor.
Okuma Köşesinin Ötesinde: Yazar, özel bir okuma köşesi fikrini sorguluyor ve tüm sınıfın bir okuma cenneti olması gerektiğini savunuyor. Öğretmenin beklentilerinin ve sınıf kültürünün fiziksel ortamdan daha önemli olduğunu vurguluyor.
5. Öğretmenin Rolü: Rehber, Model ve Okuyucu Arkadaş
Benim güvenilirliğim, öğrencilerimi çok okumaya ve okumayı sevmeye teşvik eden bir öğretmen olmamdan kaynaklanıyor.
Özgünlük ve Tutku: Yazarın güvenilirliği, kendi okuma sevgisinden ve deneyimlerini öğrencileriyle paylaşma istekliliğinden geliyor. Ömür boyu okuyucu alışkanlıklarını modelleyerek, okumanın sadece bir iş değil, aynı zamanda bir sevinç ve zenginlik kaynağı olduğunu gösteriyor.
Müfredatın Ötesinde: Yazarın rolü, sadece okuma becerilerini öğretmek değil, öğrencileri kişisel okuma yolculuklarında rehberlik etmektir. Tavsiyeler, destek ve cesaret sağlarken, nihayetinde öğrencilerin kendi seçimlerini yapmalarını sağlıyor.
Okuyucu Olarak Öğretmen: Yazar, öğretmenlerin öğrencilerini ilham vermek için kendilerinin de okuyucu olmaları gerektiğini vurguluyor. Öğretmenleri, kendi okuma alışkanlıklarını ve tutumlarını gözden geçirmeye teşvik ediyor; çünkü kişisel deneyimleri, öğretimlerini şekillendiriyor.
6. Gerçek Yanıt: Çalışma Kağıtlarının ve Testlerin Ötesine Geçmek
Ömür boyu okuyucular yetiştirmek burada başlamalı. Kendine okuyucu diyen herkes, bunun harika kitaplarla, içten tavsiyelerle ve bu tutkuyu paylaşan bir okuyucu topluluğuyla başladığını söyleyebilir.
Anlama Testlerinin Ötesinde: Yazar, geleneksel anlama testlerini ve kitap raporlarını reddediyor; çünkü bunların okumanın gerçek özünü yakalayamadığını savunuyor. Bunun yerine, öğrencilerin kitaplarıyla olan kişisel bağlantılarını yansıtan gerçek yanıtları savunuyor.
Kitap Tanıtımları ve İncelemeler: Yazar, öğrencilerin okuma deneyimlerini paylaşmaları ve kitapları arkadaşlarına tavsiye etmeleri için kitap tanıtımları ve incelemeleri kullanıyor. Bu etkinlikler, diyalog, işbirliği ve topluluk hissini teşvik ediyor.
Okuyucu Defterleri: Yazar, okuyucu defterlerini iletişim ve yansıtma aracı olarak kullanıyor. Bu defterler, öğrencilerin düşüncelerini, sorularını ve okumalarına yanıtlarını kaydetmeleri için bir alan sağlıyor ve kendi okuma süreçlerini daha derin bir şekilde anlamalarına yardımcı oluyor.
7. Bırakmak: Öğrencileri Okuma Hayatlarının Sahibi Olmaları İçin Güçlendirmek
Öğrencilere okumayı ömür boyu süren bir uğraş olarak benimsemeyi gösterirsek, sadece okul performansı için bir beceri seti değil, okuyucular yaratmış olacağız.
Kontrolü Değiştirmek: Yazar, kontrolü bırakmanın ve öğrencileri okuma hayatlarının sahibi olmaları için güçlendirmenin önemini vurguluyor. Bu, öğrencilerin kendi seçimlerini yapmalarına güvenmeyi gerektiriyor; bu seçimler öğretmenin tercihlerinden farklı olsa bile.
Sınıfın Ötesinde: Yazarın amacı, sadece okulda iyi performans gösteren öğrenciler yetiştirmek değil, ömür boyu okuyucular yetiştirmektir. Okumanın, sınıf duvarlarının ötesine uzanan kişisel bir yolculuk olduğunu ve öğrencilerin okumaya yönelik içsel motivasyon geliştirmeleri gerektiğini kabul ediyor.
Gerçek Hayata Hazırlık: Yazar, geleneksel okuma öğretiminin öğrencileri "gerçek hayata" hazırladığı fikrini sorguluyor. Seçim ve özgürlük temeline dayanan gerçek okuma deneyimlerinin, ömür boyu okuryazarlık için gereken beceri ve alışkanlıkları geliştirmede daha etkili olduğunu savunuyor.
8. Okuma Topluluğunun Gücü
Ömür boyu okuyucular yetiştirmek burada başlamalı. Kendine okuyucu diyen herkes, bunun harika kitaplarla, içten tavsiyelerle ve bu tutkuyu paylaşan bir okuyucu topluluğuyla başladığını söyleyebilir.
Paylaşılan Deneyimler: Yazar, sınıfta bir okuma topluluğu oluşturmanın önemini vurguluyor. Bu topluluk, paylaşılan deneyimler, tavsiyeler ve kitaplar hakkında yapılan sohbetler üzerine inşa ediliyor.
Akran Etkisi: Yazar, akran etkisinin öğrencileri okumaya motive etmedeki gücünü kabul ediyor. Öğrencileri, en sevdikleri kitapları birbirleriyle paylaşmaya teşvik ederek, öğretmenin etkisinin ötesine geçen bir okuma kültürü yaratıyor.
Sınıfın Ötesinde: Yazarın amacı, sınıf duvarlarının ötesine uzanan bir okuma topluluğu oluşturmaktır. Öğrencileri okumaya devam etmeye ve deneyimlerini başkalarıyla paylaşmaya teşvik ederek, kitaplara ömür boyu süren bir sevgi geliştirmeyi amaçlıyor.
Son güncelleme::
İncelemeler
Kitap Fısıldayıcı öğrencilerde okuma sevgisini geliştirmeye yönelik ilham verici ve pratik yaklaşımıyla büyük takdir topluyor. Eleştirmenler, Miller'ın öğrencilere okuma materyalleri konusunda seçim yapma hakkı tanımasına ve sınıf içindeki okuma sürelerine verdiği öneme dikkat çekiyor. Birçok öğretmen, bu kitabın öğretim uygulamaları için dönüştürücü etkisi olduğunu düşünüyor. Bazı eleştiriler ise kitabın idealist doğası ve ortaokul odaklı olması nedeniyle uygulanabilirliğini sınırlayabileceğini belirtiyor. Genel olarak, okuyucular Miller'ın okuma tutkusunu ve ömür boyu okuyucular yaratma konusundaki yenilikçi stratejilerini övgüyle karşılıyor.